2
1

2
1


2
ÇOCUK PSİKOLOJİSİ SORUNLARI
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1


2
1

2
GENÇLİK PSİKOLOJİSİ SORUNLARI
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1


2
1

2

BEYOĞLU BELEDİYESİ İLE BİRLİKTE GERÇEKLEŞTİRDİĞİMİZ MUTLU AİLELER MUTLU ÇOCUKLAR SEMİNERLERİMİZİ TAMAMLADIK.
1

2
1

 

HİPERAKTİF ÇOCUKLARDA ANTİ-SOSYAL DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI

Patalojik davranışların, hiperaktif çocukta sürekli devam eden genel davranış biçimine ve hastalık haline dönüşmüş durumuna anti-sosyal davranış bozukluğu denir. Hiperaktif çocuklar, anti-sosyal davranışları yapmaya meyilli çocuklardır. Bu çocuklar, kontrol güçlüğü çeker, hareketlerini durdurmaları gerektiği yerlerde zorlanırlar. Genellikle nerede, ne zaman, ne söyleyeceklerini kontrol edemezler. Bu nedenle hiperaktif çocuklarda yalan söyleme, hırsızlık, küfür gibi anti-sosyal davranışlar uygun olmayan ortamlarda çok kolay görülür. Anti-sosyal davranışlar, çocuğun psikolojik ve toplum içindeki durumunda tehlike teşkil eden davranışlardır. Patalojik davranışlar, tedavi edilmesi gereken, hastalığa dönüştüğünde, anti-sosyal davranış bozukluğu adını alır. Örneğin, hırsızlık ve saldırganlık, anti-sosyal davranışlardır. Bu durumlar için tedavi yoluna gidilmezse çocukta davranış bozukluğuna dönüştüğü zaman, çocuk hırsızlık yapabilir, arkadaşlarına saldırabilir, bıçak çekebilir, ailesine küfür edebilir, yalan söyleyebilir.

Anti-sosyal davranışlar hiperaktif çocuklarda, genellikle ilkokul ve ergenlik döneminde görülür. Örneğin çalma, okul öncesi dönemde sadece bir şeyi dayanamayıp almak şeklindedir. Fakat bu durum çocuk okula başladığında yerleşmiş bir davranış haline dönüşebilir.

İlkokul ve ergenlik döneminde hiperaktif çocuklarda görülen anti-sosyal davranışlar:
. Kontrol güçlüğü; Çocuğun nerede durması ve neleri yapıp, neleri yapmaması gerektiğini kontrol edememesi. Kontrol güçlüğünün, anti-sosyal davranışların ortaya çıkmasında ve yavaş yavaş hastalık haline dönüşmesinde çok önemli bir yeri var.
. Yalan söyleme
. Evden, okuldan kaçma
. Küfür
. Hırsızlık
. Saldırganlık, arkadaşlarını dövme, kavga etme, bıçak çekme, yanında silah taşıma, çevresindeki insanlara silah çekme, acı verme, şiddet gösterisinde bulunma gibi.

Anti-sosyal davranışların nedenleri nedir ve hiperaktif çocuklar niçin bu anti-sosyal davranışlara yönelir?
Hiperaktif çocuk ve ergende anti-sosyal davranışların görülmesinin ve oluşmasının birçok nedeni olabilir. Bu konuda önce, çocukların ailelerinin yapısını, anne babaların davranışlarını ve bulundukları ortamı incelemek gerekir.
Genellikle çocuklarda bu tarz davranışların oluşmasına neden olan durumlar, şu şekilde sıralanabilir;
. Annenin veya babanın alkolik olması
.Ailedeki bir bireyin uyuşturucu kullanıyor olması
. Babanın işsiz olması
. Ailenin para sıkıntısı içinde olması, yani yoksulluk
. Anti-sosyal davranışların aile bireyleri tarafından onaylanması
. Anne babanın birbirlerine saygısız, davranışlarda bulunmaları
. Anne veya babanın dayak, saldırganlık gibi şiddete dayalı anti-sosyal davranışları birbirlerine ve çocuklarına karşı uygulamaları, aile içi şiddet
Bu konunun daha iyi açıklanması için, tanık olduğum bir aile ortamını anlatmak istiyorum. Okul müdürü ve öğretmenleri tarafından, okulda arkadaşlarına karşı çok saldırgan davranışlar gösteren bir hiperaktif çocuk, annesiyle beraber tedavi etmem için bana gönderilmişti. Çocukta bulunan hiperaktifliğin bu tür saldırgan ve anti-sosyal davranışlara sebep olduğu konusunda bir dizi izlenimlerde bulundum. Bu çocuk okulda arkadaşlarını dövüyor, onlara acı çektiriyor ve okulun araç ve gereçlerine zarar veriyordu. Annesi onun için "Küçük yaşlardaki çocuklara bile eziyet ediyor, arkadaşlarını rahatsız ediyor, artık dayanamıyoruz demekteydi. Bu çocuk zorunlu olarak öğretmenleri tarafından bize gönderilmişti. Bu çocuğun babası işsiz, aynı zamanda aşırı miktarda alkol kullanıyordu. Annesi durumu şöyle anlatıyordu. Eşim her gün eve alkollü geliyor ve beni dövüyor. Bununla da kalmıyor, gece yarısı olup olmadığına bakmadan, beni kapı dışına koyuyor. Çocukları da tek ayak üzerinde durduruyor, şarkı söylemelerini ve oynamalarını istiyordu. Gece yarısı bunları yapmadıkları takdirde onları zorluyor, dövüyor ve onları da dışarı atıyordu. Gece yarısı veya sabaha karşı komşularımızdan birinin evine sığınmak zorunda kalıyorduk. Bu olay her gece tekrarlanıyordu. Artık komşularımızın yüzüne bakamaz hale gelmiştik. Bu durumların sonucunda ben de hırsımı çocuklardan alıyordum. En ufak bir şeyde özellikle bu çocuğu dövüyordum. O da aynı şekilde mahalledeki çocukları, okuldaki arkadaşlarını ve kardeşlerini dövüyordu. Kimi bulursa dövüyordu. Herkes bundan şikayetçi" oluyordu, diye anlatmıştı.

Bütün bunları dinledikten sonra, çocuktaki "saldırganlık" adını verdiğimiz anti-sosyal davranışın çocuğun hiperaktif özellikleri ile birlikte aile ortamındaki bu zorlu ve tatsız olaylardan da kaynaklandığını anladım. Bu nedenle, çocuğun babasını alkol tedavisi görmesi için bir kliniğe yatırdık. Ayrıca aileye, sosyal dernekler tarafından da maddi yardım desteği sağladık. Baba ve anne, baba iyileşip klinikten çıktıktan sonra işe girdiler. Eve para girmeye başladı. Ailedeki dayak olayı ortadan kalktı. Sonra da, çocuktaki hiperaktif özelliklerin tedavisiyle saldırgan davranışlar yavaş yavaş azaldı ve yok oldu. Bu olaydan da anlaşıldığı gibi, çocuktaki saldırgan davranışların nedeni hiperaktivite ile birlikte içinde bulunduğu olumsuz aile ortamdıydı.

ABD gibi şiddet içerikli filmlerin ve yayınların bolca yapıldığı ve hiçbir kısıtlamanın getirilmediği ülkelerdeki çocuklar, genellikle çevresine karşı saldırganlık eğilimi daha kolay gösterebiliyorlar.
. Köyden kente göç nedeniyle hiperaktif çocuğun ve ailesinin şehir hayatına ayak uyduramaması

Bu konuda anne, baba ve öğretmenlere tavsiyeler:

Anne baba, hiperaktif çocukların bazı davranışları karşısında çaresiz kalabilir. Bu normaldir, fakat zorlandıkları noktada çocuklarına yardım etmek için, mutlaka bir uzmandan yardım istemeleri gerekir.
Aile, çocuğunda bir kontrol güçlüğü olduğunu gördüğü zaman, hemen bir psikolog veya psikiyatristten yardım istemeli, hiçbir zaman dayağa başvurmamalıdır.
Çocuk, ergenlik çağında ise uzmana zorla götürülemez. Genç eğer bir uzmana gitmek istemiyorsa, ailenin uzmanla işbirliği yapması gerekir. Ebeveynlerin bu konuda uzmana, "Çocuğum bir uzmana gitmek istemiyor, bu konuda nasıl bir yöntem izleyebilirim?" diye sorması yerinde olur.
Bir sorun çıkmadan önce, ailelerin hiperaktif çocuklarının ergenlik döneminde yaşayabilecekleri sorunlar hakkında bilgilenmesi uygun olacaktır. Anne babanın,
"Ergenlik dönemi nedir?" "Ergenlik döneminde çocuklar ne yapar, kendilerini nasıl hisseder, nasıl davranışlar içine girerler? Konularında bilgi sahibi olmaları sorunların ortaya çıkmasını engelleyip, azaltabilecektir. "Onlar için önemli olanın ne olduğu "Çocuğun hiperaktivitesi var mı, bu konuda neler yapmamız gerekir?" gibi soruların cevaplarını bilerek, çocuklarına karşı uygun davranışlarda bulunmalarıdır. Ebeveynler bu soruların cevaplarını öğrenirlerse, yaşanan sorunların çözümü ile ilgili bir adım atmış olurlar, çocuk da ondan sonraki adımı atabilir.
Bir çocuk yalan söyleme gibi anti-sosyal bir davranışta bulunmuşsa, başka bir anti-sosyal davranış bunu takip edebilir. Yani bir çocuk yalan söylüyorsa ardından hırsızlık da yapabilir, okulda kavga da çıkarabilir, silah da taşır, arkadaşlarını tehdit de edebilir. Bu nedenle çocukta anti-sosyal bir davranışı görüp de "Ne olacak canım, herkesin çocuğu yapıyor" diyerek, bu olayı gözardı etmemek en doğru yol olacaktır.

İçindekiler












 
Ekim 2021
  Pzt     Sal     Çrş     Prş     Cum     Cts     Pzr  
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
28.10.2021 tarihinde etkinlik yok.


YETİŞKİN PSİKOLOJİSİ SORUNLARI





































İŞ YAŞAMI PSİKOLOJİSİ SORUNLARI








CİNSELLİK




















 
 

Sitedeki tüm yazılar Uzman Psikolog Alanur Özalp'e aittir. Tüm hakları saklıdır. İzin almadan kullanılamaz.