2
1

2
1


2
ÇOCUK PSİKOLOJİSİ SORUNLARI
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1


2
1

2
GENÇLİK PSİKOLOJİSİ SORUNLARI
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1

2
1


2
1

2

BEYOĞLU BELEDİYESİ İLE BİRLİKTE GERÇEKLEŞTİRDİĞİMİZ MUTLU AİLELER MUTLU ÇOCUKLAR SEMİNERLERİMİZİ TAMAMLADIK.
1

2
1

KRONİK YORGUNLUK SENDROMU

Kronik yorgunluk bir sendromdur. Özellikle eğitimli,, gelir seviyesi yüksek ve çalışan kesimdeki beyaz ırkta daha sık görülüyor. Kronik yorgunluk sendronu, çok yaygın bir sağlık sorunu olmasa da birçok kişiyi etkiliyor. Hastalık, yaklaşık yüzde 70 oranında kadınları ve özellikle de 30-50 yaş grubunu etkisi altına alıyor. Hastalık, henüz çok iyi tanınmayan, bu sebeple de çoğu kez tanısı konulamayan ve gözden kaçan bir problem. Bununla birlikte Avrupa ülkelerinde ve Amerika'da uzun yıllardır bilinen kronik yorgunluk sendromu, son yıllarda Türkiye'de de tanınmaya başlandı.

Kronik yorgunluk sendromu nedeni ve başlangıç tarihi tam olarak bilinmeyen ancak çok da uzun süreli olmayan bir yorgunluğun en az 6 ay veya daha uzun bir süre devam etmesiyle ortaya çıkan bir durum olarak tanımlanır. Kronik yorgunluk sendromu tanısı koymak için tıbbi hikaye, fizik muayene, ruhsal durumun ve laboratuar bulgularının değerlendirilmesi gerekir.

Hastalığın Tanısı

Kronik yorgunluk sendromu tanısı için aşağıdaki iki kriterin olması gerekmektedir: klinik olarak değerlendirilmiş, tanımlanamayan devamlı veya tekrarlayan yorgunluğun yeni veya bilinen bir zamanda başlaması, devam eden bir hareketlilik sonucu olmaması, esas olarak dinlenmekle hafiflememesi ve mevcut iş, eğitim, sosyal ve özel yaşam aktivitelerinde belirgin azalmaya yol açması, kronik yorgunluk sendromunu akla getirir.

Aynı zamanda aşağıdaki semptomlardan 4 veya daha fazlasının bulunması ve bunların ardışık 6 ay veya daha uzun süre boyunca devam etmesi ve yorgunluktan daha önce başlamaması gerekir.

 

  1. Kısa süreli bellekte veya konsantrasyonda önemli bozulma
  2. Boğaz ağrısı
  3. Lenf bezlerinde hassasiyet
  4. Kas ağrısı
  5. Çeşitli eklemlerde kızarıklık veya şişlik olmaksızın ağrı olması
  6. Yeni oluşan, şekil değiştiren veya ciddileşen baş ağrısı
  7. Sabah uyanınca kendine gelememe(uykulu olma halinin devam etmesi)
  8. Yapılan bir iş sonrası 24 saatten daha fazla sürede geçen kırıklık.

 

Bu esas semptomların yanı sıra karın ağrısı, alkol intoleransı, şişkinlik, göğüs ağrısı, sersemlik, kronik öksürük, daire, ağız ve göz kuruluğu, kulak ağrısı, çarpıntı, çene ağrısı, sabah katılığı, bulantı, gece terlemesi, psikolojik problemler(depresyon, sinirlilik, anksiyete, panik atak), nefes darlığı, deri duyarlılığı, karıncalanma hissi ve kilo kaybı gibi semptomların varlığı da ifade edilir. Kronik yorgunluk sendromunun olası nedenleri 5 başlık altında toplanır:

1. İnfeksiyöz ajanlar(özellikle bazı virüsler suçlanmıştır)

  1. İmmünolojik nedenler (bağışıklık sistemiyle ilgili)
  2. Hormonal nedenler(hipotalamus-hipofiz-adrenal döngü ile ilgili)
  3. Nöral nedenli hipotansiyon
  4. Beslenme bozukluğu
  5. Psikolojik durum

Stres yaşamın bir parçasıdır. Ancak kontrol edilemeyen stres başka hastalıkların yanı sıra kronik yorgunluk sendromunun da en önemli nedeni olara görülür. Bunun yanı sıra diğer nedenlerin de etken olabileceğine dair yayınlar bulunuyor ancak beslenme bozukluğunun tek başına bir neden olamayacağı fakat dengeli bir beslenmenin uygulanması gerektiği düşünülüyor.

Kronik yorgunluk sendromu tanısını koyduracak özel bir test yok. Yorgunluk sebebi olabilecek diğer klinik durumlar dışlandıktan sonra tanı konulur. Özellikle depresyonla kronik yorgunluk sendromunun karşılaştırılmaması gerekir. Bununla birlikte hastalarda zamanla ruhsal bozukluklar ve özellikle depresyon oluşabilir. Ancak bu depresyonu olan herkeste kronik yorgunluk sendromu var anlamına gelmez.

Yaşam Kalitesini Nasıl Etkiliyor?

Kronik yorgunluk sendromu, yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiliyor. Bu sendromun etkisi altında kalan kişiler, ciddi bir işgücü kaybına uğruyor. Öyle ki bu kayıp yüzde 50'ye kadar ulaşabiliyor, hatta kişi aylarca çalışamayacak noktaya bile gelebiliyor. Bunun yanı sıra, kişi uyku sorunlarıyla karşılaştığı için gün boyunca dikkatini toplamakta güçlük çekebiliyor, unutkan olabiliyor ve agresif hareketler sergileyebiliyor.

Kronik Yorgunlukla Baş Etmek

Öncelikle stresi kontrol etmeyi bilmeliyiz. Herkesin bir stres eşiği vardır ve bu eşiği aşmamak gerekir. Düzenli hayat tarzı, hafif fiziksel egzersizler, sağlıklı beslenmek ve ideal kiloyu korumak da kronik yorgunluk sendromu ve benzeri rahatsızlıklardan korunmak için uygulanması gereken temel kurallardır. Ayrıca uyku ritmine dikkat etmek gereklidir. Rahat bir uyku için yatağa girmeden önce günlük bütün stres nedenlerinizi aklınızdan uzaklaştırmak , hoşa giden konuları düşünmek veya hoşlandığınız bir filmi seyretmek, düzenli bir uykuyu sağlayabilir. Alkol ve sigarayı azaltmak da yorgunluktan kurtulmada en önemli etkenlerden birisidir.

Mümkünse iş yoğunluğunu azaltmak, sorumlulukları paylaşmak veya kısa süreli iş ortamından uzaklaşmak faydalı olabilir. Yoga ve meditasyonun da yararlı olduğu ifade ediliyor. Ayrıca mutlaka doktor kontrolünde olmak kaydıyla belirli süre için vitamin ve mineral takviyesi önerilir.

Tedavide Neye Dikkat Etmeli?

Teşhisin konulması ve tedavinin planlanmasında multidisipliner bir yaklaşım şart. Yani, tedaviden başarılı sonuç alınabilmesi için psikiyatrist, psikolog, fizyoterapist, diyetisyen, nöroloji ve endokrinoloji uzmanı ortak çalışması gerekiyor. Teşhis konulduğunda doktorlar hastayı yapması gereken egzersizler, çalışma temposu, beslenme alışkanlıkları, stresten arınma yöntemleri, yakınmaları arttıran ve azaltan faktörler konusunda bilgilendiriyor. Ardından şikayete yönelik tedavi yoluna gidiliyor.

 












 
Mart 2024
  Pzt     Sal     Çrş     Prş     Cum     Cts     Pzr  
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31


YETİŞKİN PSİKOLOJİSİ SORUNLARI





































İŞ YAŞAMI PSİKOLOJİSİ SORUNLARI








CİNSELLİK




















 
 

Sitedeki tüm yazılar Uzman Psikolog Alanur Özalp'e aittir. Tüm hakları saklıdır. İzin almadan kullanılamaz.